Katılım Mekanizmaları

2030 Gündemi ve SKH’nin içerdiği bu denli kapsamlı hedeflere ulaşabilmek için toplumun tüm kesimlerinden destek alması, tüm kesimlerin sürece katılması gerekmektedir. Bu kısımda daha çok planlama ve izleme ve değerlendirme süreçlerine katılımdan bahsedecek olsak da SKH konusunda farkındalık yaratma, veri toplama ve analiz süreçleri ile uygulama ve hizmet sağlama süreçlerine katılım da aynı derecede önemlidir ve web sitemizin diğer bölümlerinde bu konular hakkında bilgi bulabilirsiniz.

2030 Gündemi devletleri “güçlü, gönüllülüğe dayalı, etkin, katılımcı, şeffaf ve birbirleri ile bağlantılı bir izleme ve değerlendirme çerçevesi” kurmakla görevlendirmiş, bunun için de tüm düzeyler için bazı ilkeleri vurgulamıştır. Örneğin insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği bu ilkelerden önemli iki tanesidir.

Uluslararası düzeyde katılım

Uluslararası düzeyde katılım yoğunluklu olarak her yıl düzenlenen Yüksek Düzey Politik Forum (High Level Political Forum) çerçevesinde devam etmektedir. Hedef ve ülke bazlı gözden geçirmelerin yapıldığı, çıkan sonuç bildirgesi ile SKH’nin ileriki yıllardaki uygulamalarına dair yol haritasının çizildiği bu platformda devlet temsilcilerinin yanı sıra, uluslararası kurumlar, özel sektör, sivil toplum ve diğer devlet dışı aktörler yer alabilmekte, resmi paydaş olarak katılan gruplar hedef bazlı ve ülke bazlı gözden geçirmelerde fikirlerini paylaşarak karar mekanizmasına etki edebilmektedir. Devlet dışı aktörler için resmi paydaş olmanın en etkin yolu ise Rio sürecinin SKH sürecine önemli bir katkısı olan “Temel Gruplar ve Diğer Paydaşlar”a (Major Groups and Other Stakeholders – MGoS) dahil olmaktadır.  Ülkeler bazında gözden geçirmeler için ülkelerin sivil toplum örgütleri de, devletlerin resmi raporu ve SKH konusundaki ilerlemeleri hakkında, kendi perspektiflerinden durumu anlatan alternatif raporlar yazabilmektedir. Sivil toplum örgütleri aynı zamanda SKH’nin hayata geçmesi konusundaki kendi deneyimleri ve çalışmalarını da BM’ye raporlayabilir. Bu raporların formatlarına dair daha çok bilgi UN DESA’nın hazırladığı raporda İngilizce olarak ve Women’s Major Group’un sivil toplum örgütlerinin gönüllü ulusal raporlamalara nasıl katkı verilebileceğini anlattığı belgede Türkçe olarak görülebilir.

“How should civil society stakeholders report their contribution to the implementation of the 2030 Agenda for Sustainable Development?” Raporu’na İngilizce olarak aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:https://sustainabledevelopment.un.org/content/documents/18445CSOreporting_paper_revisions_4May.pdf

WMG tarafından hazırlanan belgenin Türkçesi’ne şu linkten ulaşabilirsiniz: http://kadinininsanhaklari.org/wp-content/uploads/2018/08/VNR-Tavsiyeler_TR.pdf

Bölgesel düzeyde katılım

Uluslararası süreç elbette yerel, ulusal ve bölgesel süreçlerden beslenmekte, bu düzeylerdeki çalışmaları ve politikalardan hem etkilenmekte, hem de onları belirlemektedir. Bölgesel düzeyde ise BM’in Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nin bölgelerine uygun olarak ayrıştırılmış, resmi bir planlama, izleme ve değerlendirme mekanizması mevcuttur. Her bölge içerisinde devlet temsilcilerinin ve diğer devlet dışı aktörlerin katıldığı resmi toplantılar yapılmaktadır. Bu toplantılara katılımı daha etkin ve güçlü kılmak için bazı bölgelerde sivil toplum örgütleri de kendi mekanizmalarını oluşturmuştur. Bölgesel Koordinasyon Mekanizmaları olarak adlandırılan bu mekanizmalar tüm yıl boyunca sivil toplumun bölgesel toplantılar için strateji oluşturduğu, kendi deneyimlerini ve iyi örneklerini paylaştığı alanlar olarak önemli bir işlev görmektedir.

Türkiye hem BM Avrupa Ekonomik Komisyonu’na (UNECE),  hem de BM Asya Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu’na  (UN ESCAP) bağlıdır. UNECE Sivil Toplum Bölgesel Koordinasyon Mekanizması’na https://unece-rcem.eu adresinden, Asya Pacific Bölgesel Sivil Toplum Katılım Mekanizmasına (AP RCEM) http://asiapacificrcem.org adresinden erişilebilir.

Ulusal düzeyde katılım

 

 Ulusal düzeyde SKH’nin hayata geçirilmesi için tüm BM üye ülkeleri 2015 yılında siyasi irade göstererek 2030 Gündemi ve SKH’yi kabul etmiştir. Türkiye ayrıca 2016 yılında bu konudaki ilk gönüllü ülke raporunu sunmuş, 2019 yılı için de SKH konusundaki ikinci ülke raporunu sunmak konusunda gönüllü olmuştur. Ancak BM düzeyinde gösterilen siyasi iradenin Türkiye’de SKH’nin uygulanması konusunda da gösterilmesi 2030 yılında Türkiye’de bu hedeflere ulaşmak için önemli olacaktır.

Tam da bu sebeple tüm ülkelerin SKH’nin hayata geçirilmesi için önce SKH konusundaki ihtiyaçlarını, önceliklerini ve eksiklerini belirlemeleri, aynı zamanda da bu süreçleri mümkün olduğunca farklı paydaşların katılımı ile geliştirmek üzere bir mekanizma kurmaları ve bu mekanizmanın kurulması ve koordinasyonu için devlet yapısı içerisinde bir birim belirlemesi beklenmektedir. SKH’nin uygulanması için kurulan bu mekanizma aynı zamanda gerekli yol haritasını da çizmeli, süreç içerisinde paydaşların katılımının nasıl ve hangi noktalarda olacağını detaylandırmalıdır.

Türkiye’de SKH’nin hayata geçirilmesi için sorumlu olan birim Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş ile birlikte 2018 yılında lağvedilen Kalkınma Bakanlığı idi. Yeni düzenlemelerde bu sorumluluk Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na devredilmiştir. Türkiye Kalkınma Bakanlığı, TSKB’nin desteği ile 2017 yılında SKH konusundaki durumunu ve eksiklerini belirlediği bir raporu, çeşitli paydaş kurumların geribildirimleri ile, hazırlamış ve yayınlamıştır.

Raporun taslağına şu linkten erişilebilir: http://www.ceidizleme.org/ekutuphaneresim/dosya/753_1.pdf.  Ancak henüz sivil toplumun SKH’nin planlanması ve uygulanması sürecine aktif katılımını sağlayacak bir mekanizmaya dair bilgi bulunmamaktadır.  

Ulusal düzeyde katılımın en etkin yolu devlet tarafından kurulacak mekanizmalara sivil toplumun katılımı yoluyla olabilecektir. Ancak bu katılım yalnızca planlamaya katılım ile sınırlı kalmamalı, uygulama, hizmet verme, ayrılmış kaynaklara erişme, veri toplama ve analiz etme, izleme ve değerlendirme dahil tüm süreçleri içermelidir. Sivil toplumun bu süreçlere katılımı hem sürecin etkinliğini arttıracak, hem de sürecin şeffaf ve hesap verebilir şekilde devam etmesine katkıda bulunacaktır.

 Bunun yanında devlet tarafından kurulmuş bir mekanizma olsun ya da olmasın, sivil toplum hem kurumsal düzeyde, hem de kurumlararası işbirlikleri ile SKH’ye katılım ve katkı sunabilir. Uluslararası ve bölgesel düzeylerdeki gözden geçirme süreçlerine alternatif ülke raporları ile ya da savunuculuk faaliyetleri ile katılmak, ülke içerisindeki kendi çalışmalarına SKH’yi dahil etmek, bu konudaki bilgiyi ve uygulamayı yaygınlaştırmak sivil toplumun ele alabileceği yöntemlerden yalnızca bazılarıdır. Kurumlararası işbirlikleri (platformlar, gruplar vb.) aynı zamanda ülke içerisinde bu denli geniş kapsamlı bir gündemin izleme ve değerlendirilmesinin yapılması, ulusal devlet mekanizmalarının bu konuda savunuculuk yolu ile harekete geçirilmesi için de kolaylaştırıcı olabilir.

Yerel düzeyde katılım

SKH’nin yerelleştirilmesi, yani yerellerin ihtiyaçlarına, önceliklerine uygun olarak ele alınması 2030 yılında bu hedeflere ulaşabilmek için elzemdir. Tam da bu noktada yerel halkların ve paydaş grupların bu yerelleştirme sürecine aktif bir şekilde katılımı sürecin şeffaf, katılımcı ve etkin bir şekilde devam etmesi için de önemlidir.

Böyle bir katılım yapılandırılmış ve kaynakları ayrılmış bir katılım mekanizmasını gerektirmekte, bu noktada da yerel yönetimlere önemli rol düşmektedir. Yapılandırılmış bir katılım mekanizmasını, paydaşlar ile işbirliği içerisinde, oluşturmak ve yürütmek yerel yönetimler için merkezden gelen SKH’ye dair adımları kendi ihtiyaçlarına ve önceliklerine göre uygulamak ve yerel halkın ve paydaşların yaşamını dönüştürebilmek, hiç kimseyi geride bırakmadan 2030 yılında SKH’ye ulaşabilmek için en verimli adım olacaktır. Örneğin Türkiye’deki belediyelerin belediye meclisleri ve kent konseyleri bünyesinde kurulabilecek SKH’ye dair mekanizmalar katılımcılığı destekleyebilecek, aynı zamanda SKH konusunda atılacak adımlar için siyasi ve mali kaynaklara erişimi de kolaylaştıracaktır.

Yerel düzeyde SKH’lerin uygulanması ve izlenmesi konusunda çalışmaları bulunan Yerel İzleme, Uygulama ve Araştırmalar Derneği (Yerel-İz)’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin Yerelleştirilmesinde İyi Örnekler kitabı ve diğer çalışmalarına bakılabilir: http://yereliz.org 

Özel sektörün katılımı

Günümüzde özel sektör uluslararası mekanizmalarda önemli bir paydaş haline gelmiştir. Özel sektörün, özellikle çok uluslu şirketleri de göz önüne aldığımızda, kalkınma konusunda önemli belirleyicilerden biri olduğu gerçeği yadsınamaz.

Tam da bu sebeple özel sektör de SKH’nin hem paydaşı hem de SKH prensipleri çerçevesinde izlenmesi ve değerlendirilmesi gereken bir alan olmalıdır. Özel sektör SKH sürecinde etkin olmuş, Temel Gruplar ve Diğer Paydaşlar’dan biri sürecindeki önemli paydaşlardan biri olarak kabul edilmiştir.

2011 yılında kabul edilen BM İş Dünyası ve İnsan Haklarına dair Rehber İlkeler (https://humanrightscenter.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/08/01/IsDunyasiVeInsanHaklarinaDairRehberIlkeler.pdf) , özel sektörün SKH prensipleri çerçevesinde izlenebilmesi için önemli bir yöntem olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, Türkiye merkezli şirketlerin de aktif olarak katıldığı Global  Compact

(https://humanrightscenter.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/08/01/IsDunyasiVeInsanHaklarinaDairRehberIlkeler.pdf )platformu da SKH ile paralel çalışmaları sayesinde özel sektörün dünya üzerindeki etkilerinin sürdürülebilir kalkınmaya ve SKH’ye uygun şekilde yürümesi için yol gösterici olmaktadır. Ayrıca BM Global Compact ve BM Kadın Birimi (UNWOMEN) işbirliği ile oluşturulan Kadınların Güçlenmesi Platformu ve Kadınların Güçlenmesi Prensipleri (WEP) (WEP link: http://www.globalcompactturkiye.org/global-compact-turkiye/kadinin-guclenmesi/weps-nedir/) özel sektöre, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri – Hedef 5 ile de uyumlu bir şekilde, kurumları içerisinde kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşılması konusundaki ilkeleri ortaya koymakta ve uygulama önerileri ile destek olmaktadır.

Bireysel katılım

SKH gibi “dünyayı kurtarmaya” niyetli, büyük hedeflere odaklı bir gündem için yapılacaklar yalnızca devletlerin ve uluslararası kurumların sorumluluğuymuş gibi görünebilir. Oysa ki, her bir birey 2030 yılında dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması, eşitsizliklerin ve ayrımcılığın ortadan kalkması için sorumluluk almalıdır.

SKH’nin toplumdaki tüm bireylere ulaşması için aynı şekilde toplumdaki tüm bireylere anlatılması, farkındalık yaratılması için yoğun çaba harcanmaktadır. BM, devletler ve sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan bir çok materyal ile bireyler SKH hakkında bilgilendirilmeye ve harekete geçirilmeye çalışmaktadır.

Bir Tembel’in Dünyayı Kurtarma Kılavuzu (The Lazy Person’s Guide to Saving the World – https://www.un.org/sustainabledevelopment/takeaction/) gerektiğinde koltuğunuzda otururken gerektiğinde işyerinizde yapabileceğiniz ve böylece SKH’ye ulaşma konusunda destek verebileceğiniz bir çok öneri içeriyor.